arşiv

yazılar buna göre etiketlendi; ‘Schwangau’

Neuschwanstein

Cuma, 07 Ara 2007

Neuschwanstein TepedenHafta sonu Karlsruhe ve Nürnberg grubu olarak 8 kişi toplanıp Füssen’e gidelim, oradan Neuschwanstein ve Schwangau kalelerini görelim, bir yandan da kafa dağıtalım dedik. Aslında ne yalan söyleyeyim, dünyanın en ünlü kalesi olduğu söylense de Neuschwanstein kalesini pek bilmiyordum, sadece birkaç sefer arkadaşlardan duymuştum. Sözü edilen kaleye bir ara gitmeyi istiyordum ve bu geziyi arkadaşlarla yapmak istiyordum, çünkü biliyorum ki ben oraya tek başıma hayatta gitmem, üşenirim. Ama bana kalacak olsa bu geziyi başka bir hafta sonu yapardık. Evi toparlayıp, hafta içi uykusuz kaldığım günlerin acısını çıkaracak, yeni aldığım ses sistemi ile müzik dinleyecek ve sessiz sakin bir hafta sonu geçirecektim. Neyse, olaylar gelişti ve çok güzel bir hafta sonu tatili yapmış olduk. Şimdi biraz daha başa dönelim, biraz daha geziyi anlatayım:
Buluşmanın yine olabildiğince plansız bir şekilde yapılmasına dikkat ettik 🙂 , çarşamba günü kimse hafta sonu için bir yerlere gideceğini bilmiyordu. Her şey yine Buğra’nın başının altından çıktı. Sözde kendisi hafta sonu Roma’ya gidecekti ancak ulaşım işçilerinin çarşamba günü karar alarak cuma günü grev yapacağını söylemiş olmaları uçuşunu iptal ettirmesine neden oldu. Hafta sonu için boşlukta kalınca “O zaman ben de Neuschwanstein’a giderim.” demiş, sonra olaylar gelişti zaten. (Aslında tam olarak her şey böyle olmadı ama buraya Buğra’nın süper talihsizlik serüvenini ve bu gezinin onun sonucu olduğunu yazmayacağım 🙂 )

Necip ve Buğra sağolsunlar orada bir hostelde 2 oda ayarladılar, biri 5, diğeri 4 kişilik. Cumartesi sabahı yola çıktık ve 3,5 saatlik bir yolculuğun ardından Füssen’e geldik. Buradaki ilk sürpriz bizi yerde karların karşılaması oldu. İnce bir beyaz örtü, Alplere ve Füssen’e çok yakışmıştı. Sürprizlerin ikincisi ise hostel sahibinin Türk olması idi. LA (Lahdo Algül) House oraya gidenler için gönül rahatlığı ile kalınabilecek bir mekan, ayrıca süper kahvaltısı da kaçmaz.

Cumartesi günü Schwangau kalesini gördük. Çok fazla vaktimiz olmadığı için ancak o gün bir kaleyi görebilecektik, biz de güzeli sonraya bırakmak istedik. İyi yapmışız. İlk gezdiğimiz kale, diğerinin yanında bonus olarak görülebilecek bir mekan. İkinci gün Neuschwanstein kalesine çıktık. Kar yağmış olduğu için tuz atmadıkları, kayma riski olan her yeri kapatmışlar. Ancak barikatları pek umursamadık ve orman içinden kaleye giden yolu tercih ettik. Sonra da bu barikatların ve uyarıların yaşlı Japon turistlerin başına bir şey gelmesin diye konmuş olduğunu fark ettik, çünkü bizce gayet normal bir yoldu 🙂 . Kaleyi gezdikten sonra uzaktan çok güzel bir kale manzarası olan köprüye de gitmek istedik, yine barikatları aştık, köprüye gittik. Arkamızdaki Japon turistleri hareketimizle cesaretlendirmiş olacağız ki dönüp baktığımızda bir güruhun bizi takip etmekte olduğunu gördük (tamam, abarttım 7-8 kişilerdi). Köprüye geldikten sonra da orada durmadık, devam ettik ve karşıdaki dağa tırmandık. Önden giden Buğra ve Necip, aslında tırmanmaya gerek olmadığını, zaten yanda bir patika yol olduğunu biz o kadar tırmanıp yanlarına geldikten sonra söyledi. İlk başta salaklığımıza gülsek de patika bir yolun olması bizim için iyi oldu, çünkü çıktığımız yoldan inmek baya zor olacaktı.

Böyle bir hafta sonu tatili geçirdim. Fotoğrafları görmek için buraya tıklayabilirsiniz [Edit: Eskiden tıklayabilirdiniz, fotoğraf galerisini uçuralı beri artık tıklayamıyorsunuz]..

Ivır zıvır , , , , , , ,