arşiv

yazılar buna göre etiketlendi; ‘mac mini’

Güncelleme – Ekim 2009

Çarşamba, 28 Eki 2009

Son yazımdan bu yana fena geçmiyor günlerim. İş tarafında tekrardan yeni bir projeye başlamış olmam, özel hayatta da Selin’in Münih’e gelmesi sayesinde kendisiyle sık sık görüşüyor olmamız günlerimin güzel geçmesinin en büyük sebepleri. Biraz ayrıntıya gireyim, aklıma gelenleri yazayım:

Dün gece bu yazıyı yazmaya başlamadan hemen önce barındırma hizmetimi yeniledim. 3 yıl önce satın aldığım paket yaklaşık 20 gün sonra bitiyordu. O yüzden artık daha da geç kalmadan ya başka bir şirkete geçmeli, ya da hostmonster‘dan aldığım hizmeti yenilemeliydim. Biraz düşündüm, 3 yıl boyunca aldığım hizmetin şu ana kadar yüzümü kara çıkarmadığını fark ettim. Daha önceki bir yazımda da yazmıştım, barındırma şirketlerinden epeyce çektim zamanında. O nedenle aslında bu hizmeti veren en iyi 10 şirket arasında gösterilen şirketlerden aynı hizmeti şu an ödediğim rakamın yarısına verenler olsa da gelecekteki olası baş ağrılarımı düşünüp var olan paketimi uzatmaya karar verdim.

Selin ile sık sık görüşüyoruz. Daha pek alışamadım zaten burada olmasına. E kolay değil tabii uzun zaman Skype arkadaşlığı yaptığın insanın bir kol boyu mesafede olması 🙂 . Halen zaman zaman acayip geliyor içinde bulunduğumuz durum. Bana geldiği zamanlarda ev hanımlığı rolünü doğrudan üstlendiği için kendi temizlemediğim evde, kendi yıkayıp ütülemediğim kıyafetleri giyip, kendi yapmadığım yemekleri yiyor olmam şaşırtıyor arada beni.

mac-os-x-snow-leopardKullandığım Mac Mini’deki işletim sistemini Snow Leopard ile değiştirdim. Şimdilik çok fazla gözle görülür bir fark bulamadım açıkçası. Birkaç yeni arka plan resmi gelmiş, bir de alttaki ikonların sağ tık menülerinde biraz değişiklik olmuş. Ama zaten işletim sisteminin yeniliklerini daha önce okuyup arayüzde çok da bir değişiklik olmayacağını fark ettiğim için bu durum sürpriz olmadı. Tek sinir bozucu yenilik ise uzaktan kumandanın çalışmasında değişikliğe gidilmiş olması. Artık tuşlar o anda hangi programın aktif olarak çalıştığından bağımsız bir şekilde varsayılan işlerini yapıyorlar. Yani örneğin VLC’de bir film seyrederken filmi durdurmak istediğimde film duruyor ama iTunes da arkada yeni şarkıyı çalıyor (ya da zaten çalıyorsa duruyor). Ses açıp kapatırken VLC’nin ve sistemin kendi sesi birlikte açılıp kapanıyor. Gerçi söylediklerimden ilkini iTunes’ı önceden açıp iTunes Store’a girerek çözdüm ama ikincisinin herhangi bir çözümü yok galiba şimdilik.

Yeni bir projeye başladım. Birkaç aydır üzerinde çalıştığımız Windows Embedded CE driver projesi önem sıralamasında geriye düştü. O nedenle şu an yoluna tek geliştirici ile devam ediyor. Ben de Profinet üzerine başka bir projede çalışmaya başladım. Tamamen başka bir takımda, hatta farklı bir ofiste çalışıyorum artık. Gerçek zamanlı iletişimdeki paketlerin planlanması üzerinde çalışmaya başladım. Oluşturulan bir otomasyon projesinin derlenmesi ve benzeri zamanlarda cihazlara gönderilecek olan paket planlama verisinin oluşturulması, planlama algoritmalarının düzgün çalışması gibi konularda çalışıyorum. Burada bir yandan var olan kodun bakımı, diğer yandan da Profinet IRT’deki iyileştirmeleri yazılım tarafında teorikten pratiğe geçirme görevlerim mevcut. Konu epeyce ilgi çekici, ben de yavaştan ısınmaya başladım. Ayrıca başka bir takımda çalışmak, oradaki insanların da tecrübelerinden faydalanmak ve işin her şekilde kendine daha fazla katkıda bulunması demek. Diğer bir yandan projenin tamamen Siemens tarafından yürütülüyor olması Siemens’in yazılım geliştirme sürecini daha yakından tanımamı sağlıyor. Bu nedenlerden dolayı şu an bu projede çalıştığım için mutluyum. Umarım iyi bir şekilde devamı gelir.

Şu yazımda Windows Embedded CE 6.0 ile ilgili tecrübelerimi paylaşacağımı yazmıştım. Biliyorum, o günden bu yana epeyce vakit geçti ama açıkçası bu sefer üşengeçliğimden değil, projenin durumunun ne olacağını görmek için beklemiştim. Çok yakında birkaç farklı yazı olarak postalayacağım. Yazılar İngilizce olacağı için ana sayfaya koymayı düşünmüyorum ancak ana sayfada başka bir girdide onların linkini bulabileceksiniz.

Resistance 2‘ye sardım birkaç gündResistance_2ür. Normal seviyede oyunu 2 – 3 günde bitirdikten sonra çoklu oyuncu olayına giriştim. Birkaç kişinin birleşerek birlikte yapay zekaya karşı görev yapması (Collaborative mode) iyi olmuş, zira saatlerini oyun başında geçiren psikopatlarla karşı karşıya oynamak (Competitive mode) çok zevkli olmayacaktı. Gördüğüm kadarıyla benzer deneyimdeki oyuncuları birlikte ya da karşı karşıya oynatma özelliğinin olmaması bir eksi olsa da Collaborative Mode’da bu çok sıkıntı olmuyor.

Bilgisayar, Ivır zıvır, Site , , , , , , , ,

Yeni Oyuncaklarım (1)

Pazar, 01 Şub 2009

Mini Bilgisayar Mac Mini

En son yazımdan birkaç gün önce kendime bir Mac Mini aldım. Bunun haberini vermeyi ve kısa bir inceleme yazısı yazmayı aleti biraz kurcaladıktan sonra yapmak istemiştim. Kısmet şimdiyeymiş.

Aleti alırkenki ilk amacım Mac dünyasına bir giriş yapmaktı açıkçası. Amerika’da bu kadar çok kullanılan bir bilgisayarı ve işletim sistemini merak ediyordum. Geri kalan parçalar zaten mevcut olduğu için sadece bir kasa almak yetecekti, ben de öyle yaptım. İzlenim olarak sunu söyleyebilirim: Yeni başlayan bir bilgisayar kullanıcısını ilk olarak bir Mac başına oturtursanız kişinin bilgisayara alışması, hatta onunla rahatça çalışması için gereken süre bir Windows’un çok altında olacaktır. İşletim sisteminde her şey yerli yerinde, işler olması gerektiği gibi yürüyor. Fotoğraf ve müzik yazılımları Windows muadillerinin aksine gerçekten ihtiyacı iyi bir şekilde karşılıyorlar. Bunların haricinde daha yaratıcılığınızı ortaya çıkarması için birçok uygulama sistemde kurulu geliyor. Var olan uygulamaların yetmediği durumlarda indirdiğiniz birçok yardımcı programı sürükle bırak kadar kolay bir şekilde sisteminize kurabiliyor, kullanmayacağınız bir yazılımı da aynı hızla çöp kutusuna bırakıp silebiliyorsunuz (Yine de her yazılımın ayni paketleme sistemini kullanmadığını, o yüzden bazen Windows benzeri kurulum ekranlarıyla karşılaşabileceğimizi de belirtmek gerek).

Bilgisayarı müzik seti olarak da kullandığım için paketten çıkan uzaktan kumandası da çok işime yarıyor. Kullanım kolaylığı konusunda söyle bir örnek verip kapatayım: Birkaç gün önce Nazilli’deki bilgisayara uzaktan erişebilmek için TeamViewer uygulamasının kurulum dosyasının linkini babama gönderdim. Babam linki açıp dosyayı indirdi, ama her nasılsa dosyanın nereye indirilmiş olduğunu bir türlü bulamadı. Halbuki Mac’te bir dosya indirdiğiniz zaman sağ altta duran Downloads yığıtı (stack) indirme bittiğinde hoplayıp zıplayarak kendini belli ediyor, bu sayede dosyayı nereye indirdiğiniz konusunda herhangi bir şüphe kalmıyor.

Programlama kısmına gelirsek, maalesef bu konuda çok fazla bir tecrübem olmadı şimdilik. Aslında yazının bu zamana kadar sarkmasının sebeplerinden biri de öncelikle Mac’in programlama araçlarını kurup en azından bir Hello World yazmak istememdi. Geçenlerde programlama paketini indirdim, ama daha kurup kurcalama fırsatım olmadı. Yanlış hatırlamıyorsam pakette oldukça güncel bir gcc bulunuyordu. Zaten Java desteği her şekilde var. Bir arkadaşın Eclipse kullandığını da görmüştüm.

Bütün bunların yanında, Mac’in kendine has bazı zorlukları da yok değil. Bu zamana kadar kullanmış olduğum işletim sistemlerinde klavye kısayolları hep birbirinin aynısı idi. Mac’e geçince o nedenle biraz bocaladım. Kısayolların çoğunun farklı kombinasyonlara sahip olmasının yanında klavyedeki küçük farklılıklar başta problem olabiliyor. İki tuşa basarak yaptığım işlemlerin birçoğu artık o iki tuşla yapılmadığı için istediklerimi yapabilmek genelde daha uzun bir zaman alıyor. Ama bunun Mac’in suçu olduğunu düşünmüyorum; her işletim sisteminde kısayollar aynı olmak zorunda değil. Bir süre kullanımdan sonra yeni kısayollara da alışılıyor zaten.

Bazılarımıza zorluk olarak gelebilecek ikinci durum ise alışılan uygulamaların bulunamaması olabilir. Genel anlamda kullanılan birçok yazılımın Mac muadilleri bulunuyor. Ancak sıklıkla kullanılan birçok uygulamanın Mac sürümleri de var. Firefox, Microsoft Office, Openoffice.org, Windows Live Messenger ve Skype ilk aklıma gelen Mac desteğine sahip yazılımlardan. Ayrıca Windows altında oynanan birçok oyunun Mac sürümleri de mevcut. Yine de diğer işletim sisteminde kullandığınız her yazılımın Mac’te karşılığı olmasını beklemeyin.

Sıkıntı verici bir diğer durum da fiyat konusunda. Aslında bu durum Maclerin tamamı için söylenebilir. Aletler güzel, süper şıklar, kullanımları da çok kolay. Ancak karşılık olarak fiyat konusunda yukarılarda geziniyorlar. 550€’ya alınan bir Mac Mini yerine aynı işi daha kaba ve gürültülü olsa da çok daha ucuza bir PC’ye yaptırabilirsiniz. (Yaparken biraz daha uğraşmanız gerekebilir gerçi.) Ya da aynı fiyata daha güçlü bir PC alıp daha farklı amaçlar için de kullanabilirsiniz. Hiç değilse şu anki Mac Minilerdeki uyduruk Intel ekran kartının yerine bir Nvidia ya da ATI ekran kartı alıp çok güncel olmamak kaydıyla birçok oyunu oynayabilirsiniz. Ya da 400€ civarlarında gezinen bir PS3 alıp hem en yeni oyunları oynar, hem BD filmleri seyreder, hem de içine Linux kurup aleti bir bilgisayar gibi kullanabilirsiniz. Bu arada yeri gelmişken, birkaç hafta önce PS3 de aldım bir tane. O da bir sonraki yazının konusu…

Bilgisayar , , ,