1 Nisan öğleden sonra çıktığım tatilimi bugün bitirdim ve Nürnberg’e geri döndüm. İstanbul – Çeşme – Nazilli merkezli bir tatil yaptım bu sefer. Ben yine baştan başlayayım (twitterdaki son iki mesajımın da detaylı bir açıklamasını yapmış olayım böylece):
Almanya’dan çıkarken pasaportum kontrol edilmedi desem yeridir. Alman oturma iznim sınırlı; hem şehir, hem de şirket sınırlamaları var, yani belirtilen şehirler ve şirketler dışında herhangi bir yerde çalışmam mümkün değil. Her bir Alman oturma izni pasaportta 2 sayfa yer kaplıyor. Vizenin ilk sayfasında standart bir Alman oturma izni, ikinci sayfasında da sınırlamaları içeren, Alman kanunlarına atıfta bulunan bir resmi yazı bulunmakta. Sorun şu ki, Almanya’ya geldi geleli ben bu izni 2 defa değiştirmek durumunda kaldım (ya da 3 müydü?). Birinde çalışma yerim, diğerinde de evopro Macaristan’dan evosoft Almanya’ya geçmeme bağlı olarak atıfta bulunulan bir kanun değişti. Eski oturma izinlerine de “Geçersiz” damgası basıldı. 2 önceki cümlede pasaportla ilgili bir ipucu daha var, o da bir süre Macaristan şirketine bağlı olarak çalışmam. Bunun için de 2 farklı oturma ve çalışma iznim bulunmakta. Bunların dışında daha Almanya’ya çalışmaya gelmeden önce aldığım 2 Schengen vizesi ve geçen seneki ABD gezisi sebebiyle aldığım vize de pasaportumda yer kaplayan ekstra sayfalar. İşin diğer bir komik tarafı ise vizelerin bulunduğu sayfaların da tamamen karışık olması. Pasaportunuzda vizenin bulunacağı sayfa tamamen vizeyi veren memurun inisiyatifinde, canının istediği sayfaya yapıştırıyor vizeyi.
Her zamanki gibi çok uzattım :). Sonuç olarak elimdeki pasaportu herhangi bir görevliye verdiğimde geçerli vizenin sayfasını uçuş kartı vb. ile kitap ayracı misali işaretlemediysem görevlinin vize karmaşasının içinden çıkması epey uzun sürüyor. Sabah hatta aynı şey benim de başıma geldi. 2,5 saatlik bir uykudan olacak, geçerli vizeyi ben de bulamadım bir süre. Az daha Almanya’yı arayıp oradan doğrulatacaklardı da son anda buldum. Sonrasında pasaport kontrolünde de görevli polis pasaport fotoğrafımın üzerindeki soğuk damgayı beğenmedi, epey bir kurcaladı, bu arada da kendisiyle admin şifresi kırma ve yaban tv hakkında sohbet ettik. Bütün bunların yanında 2 güvenlik kontrolü de sırt çantamdaki otelden aşırdığım dikiş setinin iğnelerini gözden kaçırdı (normalde bildiğim kadarıyla yanıma alamıyor olmam lazım). Ben de unutmuştum onun orada olduğunu, inince fark ettim.
Tatilim iyi geçti bu sefer, gerçi her tatilde olduğu gibi bu da kısaydı, yapılacaklar da aksine çoktu. Bundan sonraki tatilim İrem (kardeşim) ile Mertcan’ın (nişanlısı) düğünlerinden bir hafta önce başlayacak. O zamana sıkıştırmamak için düğünde giyeceklerimi aldık ilk iki gün. İlk olarak İstanbul’a inmemin sebebi de buydu zaten. Daha sonra bizimkiler sağolsun, ailecek bir tatil yapalım diye düşünmüşler. O yüzden 2 gün boyunca Çeşme’deydim. Kafaca dinlendim, yüzerken biraz abarttım bir ara, o yüzden hamlamışım, birkaç gün ağrıdı her yerim. Daha sonrasında da genelde Nazilli’deydim. İrem’in eczanesinin açılmasında biraz yardımım dokundu, alınacak 2 bilgisayardan elimize ulaşan ilkinin işini hemen hemen bitirdim, bir de kaşla göz arasında iremeczanesi.net i aldım, İrem’e oradan mail hesabı açtım, çok havalı oldu :).
Tatil aşağı yukarı böyleydi, bitmese iyiydi…
Ha bu arada en son yazımdan bu yana epey yazacak konu (ürün incelemesi de denebilir) çıkmıştı aslında ama şimdi buraya sıkıştırmak istemedim. Onlar da kısmetse bir sonraki yazıya…
Emin Ivır zıvır gezi, kontrol, pasaport, vize