Yeni Oyuncaklarım (1)
En son yazımdan birkaç gün önce kendime bir Mac Mini aldım. Bunun haberini vermeyi ve kısa bir inceleme yazısı yazmayı aleti biraz kurcaladıktan sonra yapmak istemiştim. Kısmet şimdiyeymiş.
Aleti alırkenki ilk amacım Mac dünyasına bir giriş yapmaktı açıkçası. Amerika’da bu kadar çok kullanılan bir bilgisayarı ve işletim sistemini merak ediyordum. Geri kalan parçalar zaten mevcut olduğu için sadece bir kasa almak yetecekti, ben de öyle yaptım. İzlenim olarak sunu söyleyebilirim: Yeni başlayan bir bilgisayar kullanıcısını ilk olarak bir Mac başına oturtursanız kişinin bilgisayara alışması, hatta onunla rahatça çalışması için gereken süre bir Windows’un çok altında olacaktır. İşletim sisteminde her şey yerli yerinde, işler olması gerektiği gibi yürüyor. Fotoğraf ve müzik yazılımları Windows muadillerinin aksine gerçekten ihtiyacı iyi bir şekilde karşılıyorlar. Bunların haricinde daha yaratıcılığınızı ortaya çıkarması için birçok uygulama sistemde kurulu geliyor. Var olan uygulamaların yetmediği durumlarda indirdiğiniz birçok yardımcı programı sürükle bırak kadar kolay bir şekilde sisteminize kurabiliyor, kullanmayacağınız bir yazılımı da aynı hızla çöp kutusuna bırakıp silebiliyorsunuz (Yine de her yazılımın ayni paketleme sistemini kullanmadığını, o yüzden bazen Windows benzeri kurulum ekranlarıyla karşılaşabileceğimizi de belirtmek gerek).
Bilgisayarı müzik seti olarak da kullandığım için paketten çıkan uzaktan kumandası da çok işime yarıyor. Kullanım kolaylığı konusunda söyle bir örnek verip kapatayım: Birkaç gün önce Nazilli’deki bilgisayara uzaktan erişebilmek için TeamViewer uygulamasının kurulum dosyasının linkini babama gönderdim. Babam linki açıp dosyayı indirdi, ama her nasılsa dosyanın nereye indirilmiş olduğunu bir türlü bulamadı. Halbuki Mac’te bir dosya indirdiğiniz zaman sağ altta duran Downloads yığıtı (stack) indirme bittiğinde hoplayıp zıplayarak kendini belli ediyor, bu sayede dosyayı nereye indirdiğiniz konusunda herhangi bir şüphe kalmıyor.
Programlama kısmına gelirsek, maalesef bu konuda çok fazla bir tecrübem olmadı şimdilik. Aslında yazının bu zamana kadar sarkmasının sebeplerinden biri de öncelikle Mac’in programlama araçlarını kurup en azından bir Hello World yazmak istememdi. Geçenlerde programlama paketini indirdim, ama daha kurup kurcalama fırsatım olmadı. Yanlış hatırlamıyorsam pakette oldukça güncel bir gcc bulunuyordu. Zaten Java desteği her şekilde var. Bir arkadaşın Eclipse kullandığını da görmüştüm.
Bütün bunların yanında, Mac’in kendine has bazı zorlukları da yok değil. Bu zamana kadar kullanmış olduğum işletim sistemlerinde klavye kısayolları hep birbirinin aynısı idi. Mac’e geçince o nedenle biraz bocaladım. Kısayolların çoğunun farklı kombinasyonlara sahip olmasının yanında klavyedeki küçük farklılıklar başta problem olabiliyor. İki tuşa basarak yaptığım işlemlerin birçoğu artık o iki tuşla yapılmadığı için istediklerimi yapabilmek genelde daha uzun bir zaman alıyor. Ama bunun Mac’in suçu olduğunu düşünmüyorum; her işletim sisteminde kısayollar aynı olmak zorunda değil. Bir süre kullanımdan sonra yeni kısayollara da alışılıyor zaten.
Bazılarımıza zorluk olarak gelebilecek ikinci durum ise alışılan uygulamaların bulunamaması olabilir. Genel anlamda kullanılan birçok yazılımın Mac muadilleri bulunuyor. Ancak sıklıkla kullanılan birçok uygulamanın Mac sürümleri de var. Firefox, Microsoft Office, Openoffice.org, Windows Live Messenger ve Skype ilk aklıma gelen Mac desteğine sahip yazılımlardan. Ayrıca Windows altında oynanan birçok oyunun Mac sürümleri de mevcut. Yine de diğer işletim sisteminde kullandığınız her yazılımın Mac’te karşılığı olmasını beklemeyin.
Sıkıntı verici bir diğer durum da fiyat konusunda. Aslında bu durum Maclerin tamamı için söylenebilir. Aletler güzel, süper şıklar, kullanımları da çok kolay. Ancak karşılık olarak fiyat konusunda yukarılarda geziniyorlar. 550€’ya alınan bir Mac Mini yerine aynı işi daha kaba ve gürültülü olsa da çok daha ucuza bir PC’ye yaptırabilirsiniz. (Yaparken biraz daha uğraşmanız gerekebilir gerçi.) Ya da aynı fiyata daha güçlü bir PC alıp daha farklı amaçlar için de kullanabilirsiniz. Hiç değilse şu anki Mac Minilerdeki uyduruk Intel ekran kartının yerine bir Nvidia ya da ATI ekran kartı alıp çok güncel olmamak kaydıyla birçok oyunu oynayabilirsiniz. Ya da 400€ civarlarında gezinen bir PS3 alıp hem en yeni oyunları oynar, hem BD filmleri seyreder, hem de içine Linux kurup aleti bir bilgisayar gibi kullanabilirsiniz. Bu arada yeri gelmişken, birkaç hafta önce PS3 de aldım bir tane. O da bir sonraki yazının konusu…