Emin Şenay


Kendinizi Komik Duruma Düşürmeyin

Üniversite hayatım boyunca kendim de dahil olmak üzere birçok kişinin gelecekte yapmak istediği işin bir yerde patron olmak, ya da bir konuda insanlara liderlik yapmak olduğunu fark ettim. Bu işin eğitiminin alınması, gelecekte diğer adayların içinde bir adım önde olmanızı, yapmak istediğiniz işi daha iyi tanımanızı ve daha iyi yapmanızı sağlıyor. Benim de fırsat ayağıma gelmişti, son dönemde yönetim ile ilgili bir dersi de aldım. (Dersin adı “Management for Engineers”. Yeri gelmişken Barhan Hocama da selam ederim.)

Derste öğrendiğimiz konulardan biri şu idi: Bir yönetici ya da bir lider olmak istiyorsanız dikkat etmeniz gereken konulardan biri konuşmanız olacaktır. Sözlerinizi dikkatli seçmeli, karşınızdaki insanı sıkmamalı, jest ve mimikleri düzgün kullanmalı, tonlamaya önem vermeli ve daha bunun gibi birçok noktaya dikkat etmelisiniz.

Derste bunun pratiğini yapma şansımız olmuştu. Karşımdaki insanın bu tekniğini rahatlıkla değerlendirebilecek bir seviyeye geldiğime inanıyorum. Geçtiğimiz birkaç ay içinde 2 örnek bana bu tekniklerin kullanım miktarının çok önemli olduğunu fark ettirdi. Abartıya kaçınca söylenilen sözler anlamını yitiriyor, konuşma “garipleşmeye başlıyor”.

Birkaç ay önce çalıştığım şirketin üst düzey yöneticilerinden birinin sunum yaptığı bir toplantıya katıldım. Sunumdan hiçbir şey anlamamıştım. Anladığım tek şey karşımdaki insanın bu sunum tekniklerini aşırıya kaçarak kullandığı idi. O zamanlar Almancamın daha kötü olmasına yorarak zaman zaman hızlı, zaman zaman daha hızlı konuşmaların olduğu, sesin zırt pırt yükseltip alçaltıldığı bu sunumun üzerinde pek durmamıştım. Geçen hafta katıldığım şirket yemeğinde bu kişi tekrar bir konuşma yaptı. Bu sefer Almancam daha iyi olduğu için kendisini tekrar dinlemeye çalıştım, ancak yine hiçbir şey anlayamadım. Kişi kendini bu tekniklere çok kaptırmış, o kadar abartıya kaçıyor ki teknikleri konuşmanın önüne geçiyor, basit bir akşam yemeği konuşmasını bile anlamsızlaştırıyor. Yine sadece konuşma tekniği kullandığını anladığım bu kişiye içimden güldüm, “konuşmayı iyi öğrenmiş” dedim.

Not: Tabii ki karşımdaki insan, özellikle de sadece benimle konuşmuyorsa onu tamamen anlayabilecek bir seviyede Almancam yok henüz. Ancak istatistiksel olarak böyle bir durumda ana fikirden fazlasını anlayabilir durumdayım 🙂.